“Erken Tanı Hayat Kurtarır”
1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle Başhekimimiz Doç. Dr. Mustafa Emiroğlu, meme kanseri hakkında bilgilendirme yaptı.
Meme Kanseri Nedir?
Meme kanseri, memelerdeki süt yapan bezeler ve sütü meme başına ileten kanalların hücrelerinden kaynaklanan bir kanser türüdür. Çok sık görülen bir kanser türüdür. Özellikle kadınlardaki kanserlerin 3 te birini meme kanseri oluşturmaktadır.
Meme Kanseri Farkındalık Ayı (1-31 Ekim) Neden Önemli?
Dünayada hemen hemen her gün bir hastalığa tanımlanmıştır. Bazen günler bazen haftalar tanımlanmıştır. meme kanseri içinse özellikle bir ay tanımlanmıştır. Kadınlardaki kanserlerin 3 te birini meme kanseri oluşturmaktadır. Kadını tanımlayan ve tamamlayan organ olan memelerin kanseri son derece yaygındır, ve onun yaşamına da en büyük tehdit yine memelerden gelmektedir. Bu yüzden bir ay boyunca bu konuda etkinlikler düzenlenerek hatırlatmalarda bulunuluyor. Kadınlardaki farkındalığın arttırılması amaçlayanıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyorki özellikle Türkiye gibi ülkelerde 10 yada 11 kadından biri meme kanseri. Gelişmiş ülkelerde bu sayı biraz daha fazla yani 8 kadından biri meme kanseri Bütün bu etkinlikler bu farkındalığı oluşturmak için yapılıyor. . Burdaki asıl amaç farkındalık oluşturulmak. Farkındalık erken tanıyı beraberinde getiriyor. Erken tanı da meme kanserinde gerçek bir tedavi yolu. Günümüzün yapılan araştırmalarından biliyoruz ki meme kanserinde erken tanı sağlanırsa bir kanser gibi değil, kronik bir hastalık gibi tedavi ediliyor. Ölümlerin önüne geçebiliyoruz. Dolayısıyla bu etkinlikler son derece önemli. Biz de bu etkinliklere katılıyoruz.
Belirtileri Nelerdir?
Meme kanserinin temel belirtilerinden biri memede ele gelen bir kitlenin varlığıdır. Onun dışında meme derisinde çekintiler, meme başında çekinti yada akıntı olabilir. Meme derisinde renk değişiklikleri olabilir. Bunlar hem hekimin hem de hastanın kendi tespit ettiği sorunlar. Günümüzde gelişmiş ülkelerde olduğu gibi meme kanseri mamografik tarama teknikleriyle de erken dönemde tanımlanabilmektedir. Bu sebeple bizler bu ve benzeri toplantılarda farkındalığı arttırmak için özellikle 40 yaşından sonra her yıl yada 2 yılda bir tarama mamografisi çekilmesini öneriyoruz. Bu farkındalık etkinliklerinden hekimlerin temel olarak beklentisi kadınlarımızın bu konuda farkındalığının artması özellikle 40 yaşından sonra tarama programlarına katılmalarının sağlanmasıdır.
Hastalar Ne Yapmalı
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan KETEM’ler (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi) tarafından 40 yaşından 70 yaşına kadar 2 yılda bir mamografik tetkikler yapılabiliyor. Bunun dışında şüphelenilen durumlarda ülkemizde pek çok yerde varolan Radyoloji bölümlerinde mamografi çekilerek incelemeler yapılabiliyor. Bizlerin ilk tercihi ve sıklıkla söylediğimiz mamografik taramaya katılımın artması. Bunun dışında her kadına özellikle her ayın 10’unda 5-10 dakika kendi kendine meme muayenesi yapmalarını öneriyoruz. Eğer şüphelendikleri bir durum varsa Genel Cerrahlara başvurmalarını öneriyoruz. Doktor muayenesi ile de incelemeler başlatılarak ilerletiliyor. Eğer göğüste saptanan şüpheli bir durum varsa genel cerrahi uzmanları tarafından ileri tetkikler isteniyor. Biyopsiler yapılıyor. Biyopside meme dokusundan küçük bir parça alınarak bu mikroskopla inceleniyor. Eğer kanser tanısı konulursa tedavi planlanıyor.
Tedavisi Nasıldır?
Radyolojik, mamografik ve ultrasonik incelemeler ve fizik muayene yapılarak meme kanseri tanısı konulduktan sonra hastanın tedavisinin planlanması için pek çok doktrorun bir araya gelerek oluşturduğu multidisipliner toplantılar yapılıyor. Meme kanserinin tedavisinde rol alan hekimlerin ortak bir konseyde değerlendirmesinin ardından tedavi planı tanımlanıyor. Bu tedavi planında da hangi tedaviye nasıl başlanacağına karar veriliyor. Bu çoklu doktorun değerlendirmesini biz son derece önemsiyoruz. Çünkü bu hastalarımızın sağ kalımını arttıran bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzdeki meme kanseri tedavi yöntemlerinin başlıcaları:
Cerrahi tedaviler
İlaç tedavileri (Kemoterapiler)
Radyoterapi (Işın tedavisi)
Hormon tedavileri
olarak sayabiliriz. Bu tedavilerde özellikle cerrahi tedaviler eskiden memenin tümünün alınması şeklinde yapılıyordu. Son 15-20 yıldır bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde ve hastanemizde de memenin korunarak sadece kanserli dokunun çıkarılması şeklinde yapılıyor. Hatta 5-10 yıldır dünyada oldukça popüler olan ve bizim de önderliğini yaptığımız onkoplastik meme kanser cerrahisi ile yani memelerin estetiğinin korunarak yapılan kanser cerrahisi ile hem memeler korunuyor, hem estetiği korunuyor, hem de kanseri tedavi edebiliyoruz. Cerrahi tedavilerden sonra genellikle kemoterapi yapılır. İlaç tedavileri ile vücuda yayılmış kanser hücrelerinin yok edilmesi hedeflenir. . Son 20-30 yılda çok etkili pek çok kanser ilacı geliştirilmiştir. Biliyoruz ki meme kanser hücreleri kadınlık hormonuna bağımlı tümörlerdir. Dolayısıyla bu hormanları bloke etmek için de kadınlık hormonlarını durduran hormonoterapi dediğimiz hormon tedavisi yapıyoruz. Diğer bir yapılan tedavi şekli de ışın tedavileri . Işın tedavisi ile kanseri bölgesel olarak kontrol etmeyi hedefliyoruz. Hem memede hem koltuk altında bulunan kanser hücrelerinin yok edilmesi hedefleniyor. Son yıllarda immünoterapi yöntemleri gelişiyor. Çok enterasan ve olağanüstü umut vadeden krispiyan gen teknolojisi ile ilgili çalışmalar var. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde bu tedavi yöntemlerinin umut verici gelişmeler olacağını düşünüyoruz.
Meme Kanserinde Beslenme ve Sporun Yeri Nedir?
Bize gelen hastalarımız büyük çoğunlukla bu soruyu sık sık sorarlar. Ne yiyelim? Ne Yemeyelim? Nasıl davranalım? Diye. Bizler bölgesel olarak bir Akdeniz ülkesiyiz İzmir de bölgesel olarak yeşil meyve sebzenin bol olduğu zeytinyağlı ve benzeri beslenmeden zengin bir bölgede bulunuyor. Hastalarımıza Akdeniz diyetini ısrarla öneriyoruz. Ek olarak hastalarımızın tümüne kilo almamalarını öneriyoruz. Spor yapmak şüphesiz her hastamız için stratejik ve değerli. Biz meme kanseri olan hastalarımıza haftada 3 -4 gün birer saati aşan en basitinden yürüyüş başta olmak üzere spor yapmalarını öneriyoruz. Hastalarımızın vücut kitle indeksinin 25’in altında tutmalarına özen göstermelerini istiyoruz. Bu hem kanser olmalarını engelliyor, hem de oluşan kanserin tekrarlamasına engel oluyor. Bu açılardan beslenme, spor ve kilo kontrolü son derece değerli.
Biz Neler Yapıyoruz
Bizler Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 20 yılı aşkın bir süredir meme kanseri yoğun çalışan bir klinikte görev yapıyoruz. Başarılı bir ekibimiz var. Hem cerrahlar, hem radyasyon onkologları, hem medikal onkologlar, hem de patologlar konunun son derece uzmanı Haftalık konseylerde hastalar değerlendiriliyor. Her uzman kendi işini çoklu doktor değerlendirmesi ile şekillendiriyor. Bu da hem başarıyı hem de gelişmeleri arttırıyor. Haftada bir gün konsey yapıyoruz. Hastaları burada değerlendirerek tedavilerini programlıyoruz. Böylece bir hastayı 4-5 farklı branştan doktorun ortak bir akılla değerlendirmesiyle yol haritası belirliyoruz. Hastanemizde de gelişmiş ülke standartlarında meme hastalıkları ve kanserle ilgili yapılabilecek her türlü tetkik ve tedaviler Son derece özenli bir şekilde çalışan bir hekim grubumuzla hem onkoplastik meme kanser tedavisi, hem radyoterapi , hem kemoterapi hem de hormonterapi tedavileri yapılabiliyor. Bizler de bu deneyimimizi değerli halkımızla ve hastalarımızla sık sık paylaşıyoruz. 90’lı yıllardan beri çalışan bir grup olduğumuz için geniş bir hasta kitlesine hizmet veriyoruz.
“Erken Tanı Hayat Kurtarır”
“Meme Kanserinden Korkma Geç Kalmaktan Kork” “Erken Tanı Hayat Kurtarır”
Bunlar klişe laflar gibi gelebilir ama gerçekten meme kanserinin erken tanısı ile bu hastalığı kronik bir hastalığa çevirebiliriz. Şeker, kalp yada tansiyon hastalığı gibi bir hastalığa döndürebiliriz. Bu herkesin bireysel olarak kendi elinde sadece yapması gereken uygun tarama programlarına katılması ve bu konuda farkındalığın oluşmasıdır.