Risk Faktörleri
Meme kanseri, akciğer kanserinden sonra dünya genelinde en sık görülen kanser türüdür. Her yıl 2 milyon kişi meme kanseri tanısı almaktadır. Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser tipi olup, kanser nedenli ölümlerde de ikinci sıradadır. Meme kanseri risk faktörleri arasında yağdan zengin diyet, vücut kitle indeksinin yüksek olması, erken adet görme, geç menopoz, doğum
Klinik belirtiler ve görüntüleme
Meme kanser tarama programlarının etkin yürütüldüğü toplumlarda meme kanseri genelde anormal mamografi bulguları ile ortaya çıkar. 40 yaş altındaki kadınlar ve tarama yaptırmayan kadınlarda ise meme ve koltuk altında kitle, meme derisinde kızarıklık, kalınlaşma, portakal kabuğu görünümü ile kendini gösterebilir. Daha ileri evre hastalarda ise kemik, karaciğer, akciğer metastazlarına bağlı bulgular ortaya çıkabilir.
Görüntüleme yöntemlerinden mamografide düzensiz sınırlı kitle, mikrokalsifikasyon kümeleri şeklinde görülebilir. Ultrasonografide ise kalsifikasyonlar içerebilen düzensiz sınırlı hipoekojen kitleler şeklindedir.
Meme MR yöntemi ise meme kanseri açısından yüksek risk taşıyan hastalarda tercih edilmelidir.
Genetik Yatkınlık
Meme ve over kanseri ile en sık ilişkili iki gen BRCA1 ve BRCA2'dir. Bu genetik testler güçlü aile öyküsü olan bireylerde yapılmalıdır. En az biri 50 yaş altında tanı almış, 2 veya daha fazla birinci derece yakın aile bireyinde meme veya over kanseri; birinci derece akrabasında her iki memede ya da hem meme hem overde kanser saptanması; anne ya da baba tarafında farklı jenerasyonlarda meme-over kanseri olması durumunda genetik test önerilmektedir. Ailede güçlü genetik öykü olması her zaman sizde de bu genlerde mutasyon olacağı anlamına gelmez.
BRCA1 veya BRCA2 genlerinde mutasyon saptanırsa yaşam boyu meme kanserine yakalanma riski %45-70'dir. Bu riski azaltmanın yolları sık tarama-yakın takip, cerrahi ya da medikal tedavilerdir.
Mutasyon saptanan kişilerde meme taraması 25 yaşından itibaren 6-12 ayda bir muayene ile, 30 yaşından itibaren yılda bir mammografi ile, 25 yaşından itibaren yılda bir MR ile yapılmalıdır. Aynı zamanda farkındalık sağlanarak 18 yaşından itibaren kendi kendine meme muayenesi yapılmalıdır.
Meme Kanser Tipleri
Meme kitlelerinin patolojik incelenmesi sonucunda birbirinden farklı biyolojik davranışa sahip çok sayıda faklı meme kanser tipi saptanabilir. Genetik profiline bağlı olarak faklı moleküler alt tipler mevcuttur. Bu moleküler alt tiplerin, hormon reseptör durumunun (Östrojen ve progesteron reseptörü), HER2 overekspresyon varlığının doğru saptanması, meme kanserli olguların doğru tedaviye yönlendirilmeleri açısından oldukça önemlidir.
Evreleme ve Tedavi
Meme kanseri tanısı alan olgularda hastalığın yaygınlığı belirlemek açısından mutlaka klinik evreleme yapılmalıdır. Tümör boyutu, tümör odaklarının sayısı ve lokalizasyonu, meme derisi, meme başı, göğüs duvarı tulumu olup olmadığı, koltuk altı lenf bezlerinin durumu ve uzak organlara yayılım mutlaka değerlendirilmelidir.
Klinik, radyolojik evre, kitleden yapılmış trucut biyopsi ile belirlenmiş hormon reseptör durumu, HER2 durumu ve moleküler alt tipe göre hastaların tedavisi şekillenmektedir. Klinik muayenede ve görüntüleme yöntemlerinde koltuk altı lenf nodlarında tutulum olmayan olgularda tümör çıkarılması esnasında bekçi lenf nodu yani lenfatik akımın ilk uğradığı lenf nodları mavi boya veya radyoaktif madde ile tespit edilerek çıkarılır. Ameliyat devam ederken bu lenf bezleri patoloji laboratuvarında dondurma yöntemi ile kesit alınarak değerlendirilir. Tümör yayılımı yok ise koltuk altındaki diğer lenf nodları çıkarılmaz. Bu sayede yaşam kalitesi ve konforu etkilenmez.
Cerrahi açıdan tedavisi tamamlanmış olgularda gerekli durumlarda hormonoterapi, kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları gündeme gelir.
Tarama programına dahil olmak ölüm oranlarını azaltıyor
Meme kanserine bağlı ölümler 1970 yılından bu yana azalmaktadır. Bunun en önemli nedeni meme kanseri tarama programları ve yeni gelişen tedavi yöntemleridir..
Meme kanseri farkındalık ayında düzenlenen etkinlikler sayesinde kendi kendine meme muayenesi ve 40 yaşından sonra tarama programlarına dahil olmanın önemi vurgulanmakta, bu sayede meme kanserleri daha erken tespit edilebilmektedir. Organize bir tarama programına dahil olmak, meme kanserinden ölüm oranlarını belirgin olarak azaltmaktadır.